Fayans üzeri sırla kaplanmış çini veya seramiğin diğer adıdır. İtalya’nın Faenza şehrinden ismini alan Fayans aslen doğu’da bulunmuştur. Avrupalılar kullanmadan önce Araplar ve Türkler tarafından yaygın olarak yapılmış ve kullanılmıştır. Ancak Fayans adıyla değil de çini veya seramik adıyla anılmıştır.
Avrupa’da ilk olarak İspanya’da, Endülüs Emevileri zamanında kullanılan, topraktan pişirililerek ve üzeri çeşitli motiflerle süslenerek yapılan fayans İtalya’da 15. yüzyılda yapıldı. Daha sonraki yüzyıllarda diğer Avrupa ülkelerinde de kullanıldı.
İlk zamanlar, beyaz zeminin büyük bölümünün boş bırakıldığı, daha basit örneklerde bezeme yalnızca tek bir figür veya hânedan armasıyla, bunları çevreleyen geleneksel olarak çelenk şeklinde yapılan fayanslar, 18. yüzyılda tabak, kavanoz ve kâseler şeklinde yaygın hale geldi. Bu kapların üstüne günlük hayattan canlı renklerle çizilmiş resimler, millî olayların canlandırıldığı tablolar, eşya sâhibinin adından nükteli cümleler, masonik veya ticârî amblemler konuldu.
Daha sonra yapı malzemesi olarak da kullanıldı. Fayans kelimesi daha çok kare (15 cm x 15 cm) ve dikdörtgen (5 cm x 15 cm) levhalar biçiminde ince (5,5 m), ön yüzü kalay sırlı, arka yüzü sırsız ve gözenekli bir yapı malzemesi olan karo fayans için kullanılmaktadır.
Genel olarak mutfak, banyo gibi mekanlarda duvar kaplaması olarak değerlendirilmektedir. Kil, kaolin, kuvars, feldispat gibi seramik hammaddelerinin belli oranlarda karıştırılmasıyla hazırlanan çamurun kalıplarda preslenerek şekillendirilmesinden sonra 900°C’nin üstünde bir sıcaklıkta fırınlanmasıyla üretilmektedir. Fırınlama önce sırsız, sonra sırlı olmak üzere iki defa yapılır.Fayansın beyaz, renkli ve desenli çeşitleri vardır.
Genellikle kil minerallerinden yapılan, plastik hamurun şekil verilip, pişirilmesiyle elde edilen çanak çömlek gibi kaplar, testiler; tuğla ve kiremit gibi düşük sıcaklıkta yumuşak pişirilmiş toprak eşya ve yüksek sıcaklıkta sert pişirilmiş olan porselen eşyanın tamamına Seramik adı verilir.
İnsanlar çok eski çağlardan beri pişirilmiş toprak kapların, çeşitli tesirlere daha dayanıklı olduklarını biliyorlardı. Tarihçiler pişirilmiş kil eşyalardan insanların zaman içindeki hareket ve medeniyetlerini belirlemek için faydalanmaktadırlar. Neolitik devrin en eski belli başlı seramik merkezleri Anadolu, Mısır ve Mezopotamya’dır. Genellikle en eski seramik malzemeler, bu bölgelerdeki kazılarda elde edilmiştir. Yunanistan’a seramik bu bölgelerden gitmiştir. Ele geçirilebilen seramiklerin en eskisi M.Ö. 7000 yılına ait olup, Filistin’dekiYeriko, Anadolu’daki Hacılar köylerinde ve Yakındoğu’da bulundu. Filistin seramiğiyle Hacılar (Burdur yakınında) seramiği arasında süs farkı vardır.
Seramik malzemelerin genel özellikleri
Bir maddenin seramik olup olmadığına karar vermek için bazı temel kurallar vardır. Birincisi, seramik bir ametaldir. İkincisi, seramik inorganik bir maddedir; karbon atomları içermez. Sanayide kullanılan bu çok geniş tanımlamaya göre, seramik yalnızca fırınlanmış kilden yapılmış ürünler değildir;
yapılarda kullanılan beton, yerkabuğunda doğal olarak bulunan birçok kayaç ve cam da seramiktir.
Yeni sanayi seramikleri ise çok daha dayanıklı olmalarını sağlayan yöntemlerle yapılır. Bunun başlıca iki yolu vardır. Biri, seramiğin çok yoğun olmasını sağlamaktır. Bir madde ne kadar yoğunsa, yapısında ne kadar az boşluk varsa, o kadar zor kırılır.Dayanıklı seramik yapmanın öbür yolu küçük çatlakların daha büyük kırıklara dönüşmesini önlemektir.
Bu da seramiği başka bir maddeyle destekleyerek yapılır. Örneğin, yapılarda betonu desteklemek için çelik çubuklar kullanılır. Bir başka yol da seramiğin içine özel parçacıklar katmaktır. Bu parçacıklar seramik eşyanın biçiminin herhangi bir çarpmayla değişmesini önler.
Çarpmanın enerjisi bu parçacıkların biçimini değiştirirken soğurulur ve eşyanın biçimini değiştiremez. Küçük parçacıkların çıplak gözle görülemeyen bu değişimi seramiğe dayanıklılık verir. Bu yöntemle yapılan dayanıklı seramikler çelik kadar sağlamdır. Bunlar yüksek sıcaklıklardan da etkilenmediği için araba motorlarının ve uçaklardaki türbin kanatlarının yapımında kullanılır.
Kimyasal olarak da çok kararlı maddeler olan seramikler atmosferdeki oksijen ve suyla tepkimeye girmez. Oysa metallerin çoğu kimyasal ve fiziksel yapılarını tümüyle değiştirecek biçimde kimyasal tepkimeye girerek paslanır ve bir noktadan sonra yararlılığını yitirir. Günümüzde paslanmadan korumak için bazı metaller seramikle kaplanır.
Ama, seramikler aynı amaçla kullanılan boyalar gibi metallerin üzerine ince bir katman olarak sürülmez.Bu yöntemde, seramikler metallere atomlar düzeyinde öylesine güçlü bir biçimde bağlanır ki, bütünüyle ne seramik ne de metal olan yeni bir madde oluşur. Bu maddeler seramiğin ısıya dayanaklılığını metallerin sertliği ile birleştirir.
Uzay mekiğinde kullanılan, seramik ve silis tellerinden oluşan yalıtım plakaları böyle yapılmıştır. Karbon ve silisin yüksek sıcaklıkta ısıtılmasıyla elde edilen silisyumdan yapılan silisyum cipleri bütün elektronik aletlerin vazgeçilmez bir parçasıdır. .egegrupdekorasyon.com.tr